5 Kasım 2012 Pazartesi

İstanbul Seyahati

Merhaba

Haftasonunda memleket hasretini sonladırıp İstanbul'a gittik. Ne yalan söyleyeyim özlemişim. Hızlıca ufak bir İstanbul turu yaptık.

Üsküdar dan Eminönüne geçtik vapurla, vapura binmeyi özlemişim. Mersin de de deniz kokusu var fakat İstanbul daki bir başka. Keşke Mersin'e de nostaljik vapur turları koysalar dedim gezerken hatta hemen bir fikir geldi. Eski bir vapuru alıp restaurant a çevirmek hem vapur gezisi hem yemek yapmak. Tabi bunun sevgili eşim ile paylaşınca Mersin'de bunun tutmayacağı bilgisini aldım. Fakat bence denenebilir. Yeniliklere açık olmak lazım.

Mısır çarsisı gezildi. Kurukahveci Mehmet Efendi den taze kahveler alındı. Mersin'deki tanıdıklara ufak tefek hediyeler aldık. Nimet Abla dan piyango bileti ve sayısal oynandı. O kadar tembelim ki bakmadım daha çıkmı diye. Belkide şuan çok zengin bir aileyiz. :)

Eminönün den Kadıköy'e geçtik. Kadıköy çarşı aynı bıraktığım gibi pek bir değişiklik olmamış. Kitapcımdan uzun zamandır almak istediğim kitaplarımı aldım. Biraz dolaştık Bahariye ye çıkamadan bir yağmur bastırdı ki kendimizi bir cafe ye zor attık. Bu havada ne yapılır Kadıköy de Patates Bira söylenir ve yağmurun yağışı seyredilir. Hele birde yanında yarin varsa ohhh değme keyfine. Yanımızda Buse de olmayınca sanki flört eden bir çiftmişiz gibi hissettik. Ortam da da gençler fazlaca olunca genç aşıklar rolune kaptırdık kendimizi :)

Kadıköy'den zorunlu bir sebepten ayrılmak zorunda kaldık ki İstanbul bize hoşgeldiniz dedi. Yağış var Cuma akşamı Taksi yok dolmuş yok ve bizim bir yere yetişmemiz gerekiyor.  İstanbul a olan özlemim hemen geri gidi verdi. Sonradan düşündüm aslında benim özlediğim İstanbul değildi. Alışkanlıklarım ve benim için değerli olan insanlardı.

Annemleri kardeşlerimi ve canım arkadaşlarımı gördüm. Kız kıza kaynatmak süper oldu. Resim yok malesef akıl edemedik. Halbuki Çiğdem her zaman hazır olurdu bu konularda ama onun da dalgınlığına geldi sanırım. Eda yı kocaman karnı ile gördüm bıraktığımda yeni hamile idi. Yakın da doğumu var. Sağlıklı sorunsuz alsın bebişini kucağına. Şenayım da super formundaydı:) Espiriler bizi öldürdü gülmekten. Onunla da yine İstanbul'un trafik macerasının bir kısmını paylaştık.  Sağolsun kocacığım hiç şikayet etmedi trafikten :) 

Benim daha önce hiç sevmediğim fakat şuan ailemizin marketi olan İKEA yı ziyaret etmeden İstanbul gezimizi sonlandıramazdık. :) Yine ıvır zıvır harika şeyler aldık. :) Üstelik İKEA Mersin de olmadığı için evimdeki çoğu aksesuar dan başka evlerde yok. :)


Bu kadar hareket arasında İstanbul'dan Lüfer yemeden  ayrılamazdım. Fakat aylardır sayıkladığım kokoreç yalan oldu. Bir daha ki sefere inşallah.

Dönüşde araba ile döndük ve güzel bir yolculuk oldu. Arada benim kullandığım zamanları saymaz isek benim için çok güzeldi. Manzaralar özellikle. uzun yıllar sonra ilk defa Bolu Dağını eski yoldan geçtik. Yurdumun sonbaharı da bir başka. Ormanlar yeşil sarı kırmızı kahverengi havada çok güzeldi şansımıza mest olduk. Fakat yeni yol açıldıktan sonra tüm tesisler yeni yola taşınmış durum da kahvaltı edebileceğimiz adam gibi tek yer kalmamış üzüldük. Eğer yoğun tatil trafiği içinde değilseniz bence İstanbul Ankara arası kesinlikle eski yoldan daha keyifli.

İste iki günde İstanbul masalı bu kadar oluyor. Daha gitmek istediğim gidemediğim yerler var. Sömestre kısmetse hepsini gezicem :)

Güzel yemekler için Annem'e komik ve sıcak sohbetler için kardeşlerime işi gücü çocuğu bırakıp beni görmeye gelen arkadaşlarıma çok çok teşekkürlerrrrr.
İyiki varsınız.

Ay duygusal mı oldum ne?

Sevgiler
Alev



1 yorum:

Merhaba

Blogumu okuduğunuzda yorum bırakırsanız sevinirim. Ziyaret ettiğinizi ancak yorumlarınızdan anlayabiliyorum.
Teşekkürler