2 Ekim 2012 Salı

Güney Fransa Sahilleri

Merhaba
Ağustos ayının başında yaptığımız fakat benim daha yeni yazabildiğim gezi yazıma kaldığım yerden devam ediyorum. Yolculuğumuz Cenova da başlamıştı. 1 gece Cenova da kaldıktan sonra atladık arabamıza önce İtalya'yadan çıkmak lazım. Vurduk kendimizi otobana geçtik Fransa ya ve o zaman anladık Avrupa birliği neymiş. Gümrükmüş kapıymış polis kontrolleriymiş uzayan kuyruklarmış hepsi bizim hala gelişmekte olan ülkemize aitmiş. Otobandan sanki İstanbul Ankara yapar gibi İtalya dan Fransa ya çat diye geçtik. Belkide ilk defa Avrupa Birliğine girmek istedim. Sırf  rahat gezebilmek için :)

Ne diyorduk. Fransa da yol bizi ile San Remo ya götürdü. Otobandan gitmeyiz sevmeyen çift kendini İstanbul trafiğinden daha beter bir trafiğin içinde bulur :) Burası neresi neresi diye bakar ve müzik festivali ile ünlü San Remo da olduğunu anlar :) Deniz kenarından yavaş yavaş akan trafikte sağa sola bakarak  1 saat yol gittik hedef  Monte Carlo normalde yol bu kadar uzun değil. Çok güzel bir yer çok güzel yazlıklar var. Evlere ve bahçelerine hayran kaldık San Remo nun.
San Remo da estetik bir çeşme

 Kilise Moskova dakilere benziyor.
Buda bir evin bahçesi :)

San Remo yu geçtikten sonra Monte Carlo ya ulaştık. Ufak bir yer bekliyorduk ki düşündüğümüz den de ufak bir yerle karşılaştık. Tek bir koy diyebiliriz. Fakat ilk göze çarpan şey arabalar oldu. Nasıl arabalar onlar öyle.

Biz iki sefil turist arabayı bırakacak yer ararken Türklüğümüzü de  yanımıza alıp gps i kapattık. Sezgilerimizle yolumuzu buluruz biz. Aradığımız yer Monoko Sarayı bizde bulduk sarayı bulmasınada bizim saray sandığımızın kapısındaki güvenlik burası Casino demez mi? Halimize baktı isterseniz girin içeri gezin ama kamera emanete dedi. Bir binaya baktık bir zenginliğe baktık :) anlayacağınız Casino saray gibi. Hele önünde duran arabaları görseniz :) Bizde her turistin yaptığı gibi hayatımızda göremeyeceğimiz arabalarla resim çektirdik :)

Monte Carlo genel görünüm.

İşte o araba :)
 Sevgilimin arabası :) Allah mı söyletiyor ne ?
Saray sandığımız Casino :)

Casino ve zenginlikten başı dönen biz sonunda Monaco Saray'ına da gittik. Çokda ihtişamlı gelmedi acıkcası. Bahçesinde gezindik çok büyük bir yapı Sarayın içini müze yapmışlar içeride yine bir akvaryum koymuşlar Cenova da akvaryuma doyduğumuz için Euro ları bayılıp bir kez daha balık görmek istemedik.  Fakat Jarden Exotique Garden güzel di. Değişik bitkiler gördük. Dedik ki bizim coğrafyamız bu kadar çeşitlilik göstermesine rağmen neden bizim böyle kapsamlı botanik parklarımız yok. Var olan parklar da da çok değişik birşey görülemiyor malesef.



Monoco sarayının içinden bir bina sarayı ufak bir şehir gibi yapmışlar.
Sıcağında tesiri ile Monaco da daha fazla vakit kaybetmeden Nice doğru yola çıktık.

Nice vardığımızda çok yorulmuştuk. Tüm gün arabanın içinde sıcak sonra çık dışarı gez. Direk otele gittik duş aldık biraz dinlendik fakat denize gidecek takati bulamadığımız için akşam yemeğine kadar odadan çıkamadık. Akşam etrafı dolaştık. Merkeze çok yakın bir otelde kaldığımız için çok sanslıydık. Sağolsun Booking.com hiç bir otelimiz rezil çıkmadı.

Nicenin ana caddelerinden birine attık kendimizi ve mağazalara baka baka dolaşmaya başladık. Nice de dikkatimizi çeken tek şey kozmetik ürünlerin ucuzluğu oldu. Bizim eczanelerde satılan dermokozmetik denen ürünler onların süper marketlerinden hemde buranın yarı fiyatına satılıyor. :) Nemlemdirici ve diğer tüm lazım olan ürünleri bulmuşken aldım tabi :) Onun dışında giyim ayakkabı hepsi Türkiye de fazla fazla ve aynı markalardan bulmak mümkün. Sadece bize bir kaç ay sonra geliyor anladığım kadarı ile fiyatlar mı onlarda aynı :)

Devamı diğer sayfa da ....................... :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba

Blogumu okuduğunuzda yorum bırakırsanız sevinirim. Ziyaret ettiğinizi ancak yorumlarınızdan anlayabiliyorum.
Teşekkürler