31 Aralık 2012 Pazartesi

YENİ YIL


Merhaba


Yazılacak çok şey var fakat bu yazımı yeni yılı kutlayarak tamamlayacağım.

Bu yıl tüm insanlar için dileklerim var. Özelliklede hayatının büyük bölümünü mutsuz geçiren umutlarını kaybetmiş insanlar için dileklerim.

Mutlu olmak için herşeyin kusursuz olmasını beklemeyin. Mucizelere ve kendi gücünüze inanın aklınızdan en çok ne geçiriyorsanız günün sonunda onunla karşılaştığınızın bir gerçek olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın.. Kendiniz için hep olumlu hep iyi şeyler geçsin aklınızdan. Daha sabırlı daha inançlı daha umutlu daha sevecen daha anlayışlı neşe ve mutluluklarla dolu bir yıl geçirmek sadece sizin elinizde.

Unutmayın ki her çalkantılı deniz bir gün durulur, çarşaf gibi huzur ile sizi içine çeker.


Herkesin yeni yılı kutlu olsun. İçinizden ne geçirirseniz hayatınızda yer bulsunnn.

Ben yukarıdakilerin hepsini yapıp çok güzel bir 2012 geçirdim. Çok çok  daha güzel bir 2013 geçirmek içinde çalışmalarım devam edecek. :) 

Kızım Eşim iyi ki hayatımdasınız iyiki varsınız varlığınıza her zaman şükrediyor ve kendimle beraber sizlerede çok güzel bir yıl diliyorum.


Sevgi İle Kalın Mutluluk Yakanızı Bırakmasın 

Alev

27 Aralık 2012 Perşembe

Yeni Yıl Hazırlıkları


Merhabalar

Geçen hafta pazar gününden beri hala iyileşemedim. Hastalık devam ediyor ve bu yılın son günlerinde benim hazırlıklarım için biraz elimi kolumu bağlıyor. Bu haftabaşı itibari ile artık antibiotiğe başladım. Halada nane molla yım :(  Hedefim Pazartesi günü çakı gibi olmak :) Çünkü misafirlerim var. Yeni yılda evimizde arkadaşlarımızı ağırlayacağız.

Çam ağacımız süslendi. Kızım ve dayısı tarafından. :) Bu arada kardeşimin de tayini Mersin'e çıktı ve 2012 yılında İstanbul'dan Mersin'e bizim aileden 3 kişi göç etmiş oldu. Kardeşimde yakınlarda evlenecek ve göç sayısı 1 daha artacak :) Ayağımı sürüdüm sanırım :) Mersin güzel şehir. helede İstanbul'dan sonra ilaç ilaç.

Hediyelerimin büyük kısmını hazırladım. Fakat paketlerimi çam ağacımın altına ne yazık ki koyamıyorum. 31'i akşamını beklemek durumundayım aksi halde Buse tüm paketleri koyduğum an açmak için elinden gelen tüm hileleri kullanır :) Çocuk işte dayanamıyor. Günlerdir bana ne hediye aldınız inşallah oyuncak almışsınızdır deyip elinde toys shop broşuru dolaşıyor :)

Yarın Buse'nin okulunda yeni yıl partisi yapacağız. Banada pasta yapmak düştü. Yaptım tabiki zevkle çok da şirin oldu. Tarifimi ? Yarın resimlerle beraber paylaşmayı hedefliyorum.

23 Çocukla çılgın bir eğlence bizleri bekliyor :)


2 gündür Yılbaşı menusu ve alış veriş listesi hazırlıyorum. Kabaca karar verdim menüme Mersine geldiğimden beri kalabalık bir grup yemeği yapmamıştım. Çok heyecanlıyım hep kalabalık olsa ben hep yemek yapsam. :) Çok güzel bir keyif ve dinlenme yöntemi hele birde masada lezzetten dört köşe olmuş insanları görünce daha da keyifli oluyor.


Pazartesi günü evin tüm süslemeleri ve yemekler bittiğinde bol bol resim ve tarif paylaşıyor olacağım. Şimdilik benden bu kadar.
Reklam dilinde ne deniyor? Şuan sizlere kısa bir tiiizır geçtim :)  yeni yazılarımı heyecanla  bekleyin diye :)


Sevgi ile kalın :)

Alev

18 Aralık 2012 Salı

Patlıcan Giydirme



Merhaba

Kış yeni başladı fakat ben en ağır geçirdiğim griplerden birini geçiriyorum. Pozitif düşünce kapsamında hastalığı yok saydım. Sıkı beslenip hayata olduğu gibi devam ettim ki yok sayarsam geçer. Fakat bu sefer başarılı olamadım. Pazar günü o hasta halimle tenıs oynamamam gerekiyormuş Pazar akşamı anladım. Neymiş hasta isen yatıp dinlenilecek vucüdu zorlamayacakmışsın. Umarım bu kışın ilk ve son hastalığı olur. Tedavide ilaçların dışında eşimin getirdiği Kaynar isimli bitkisel çayı da kullanıyorum. Tarsus a özel bir çay diyebiliriz. Kök bitkilerden oluşuyor genel olarak. Tarçın zercefil, zerdeçal, havlıcan, karanfil, yenibahar bitkilerinden oluşuyor. Tarcın tadı baskın geliyor zencefilin boğazı hafifi yakması da iyi geliyor.

Bu kadar hastalık muhabbeti yeter. Şimdi sıra cuma günü ilk kez denediğim fakat lezzeti süper olan  bir  yemeğin tarigine geldi.

Patlıcan Giydirme

Malzemeler 

4 adet patlıcan
500 gr Kıyma ( Ben 200 gr kuzu 300 gr dana aldım. kuzu mutlaka almalısınız.)
1 adet soğan
3 adet sarımsak
Kekik
Kimyon
Karabiber
Tuz
Kırmızı biber
Maydanoz

Yapılışı

Patlıcanları közlüyoruz ben közmatik kullanıyorum gerçek kömürde közlenmiş tadı verdiği için. Diğer tarafta kıymayı soğanı sarmısağı kekik kimyon tuz karabiber dileyenler acı kırmızı biber de ekleyebilir. maydanoz koyup köfte yoğuru gibi yoguruyoruz. sert bir köfte olacak.

 
 
Patlıcanları soyduktan sonra köfteyi bir tabakta ince olacak şekilde elimizle açıyor ve patlıcanların etrafına eti sarıyoruz.
Sarılan patlıcanların üzerine çok az zeytinyağ sürüyoruz ve 200 Derece fırında yaklaşık 30 dk pişiriyoruz.
Afiyet olsun.

Bunlarda en sevdiğim mevsim çiçekleri güzel kokuları ile evin havasını değiştiriyorlar. Ne zaman görsem dayanamam alırım.
 
 
Güllerde eşimin halasının bahçesinden onlarda mis gibi kokuyorlar. Bu mevsimde buralarda hala dalda gül görmek mümkün.
Ayrıca bahçede portakal ve turunç da vardı. Portakalın lezzetini anlatamam. ekşi bir tat beklerken mis gibi bir portakalla karşılaştım. Geçen gittiğimizde babanenin evinin bahçesinden topladığımız limonlarda bir şahane çıktı. Bahçeli evimiz olduğunda hemen portakal limon turunç ağaçları dikilecek :)


Alev

13 Aralık 2012 Perşembe

İstanbul'lu Olmak


Selamlarrrrr

İstanbul'lu olmak iyi bir şey mi kötü birşey mi anlamaya çalışıyorum. Mersin'e yerleştiğimden beri yaptığım çoğu şey insanları şaşırtıyor :) İstanbul'lunun diğer iller deki şanı pek iyi değilmiş onu anladım. Ön yargılar var. İstanbul'lu ve çalışan bir hanım isen eğer beceriksizsin :)

Yeni taşındığım ev için 1 aydır temizlik için yardımcı bir hanım arayışım vardı. Bir kaç denemeden sonra bir hanım geldi geçenlerde. Adana'lıymış. Benim için ve aslında yardımcı hanım için de sanırım enteresan bir gün oldu :) Temizliğin nesi enteresan demeyin arada yapılan sohbetler de ben baya değişik bir gün geçirdim. Bir kaç dialog paylaşıcam.

Kapıdan girişle beraber başladı maceramız. Bana bu hanımı tavsiye edip gönderen arkadaşım benim İstanbul'dan geldiğimi söylemiş. Dursun Hn. ile kahvaltı yaparken başladı sohbet sen İstanbul'lumusun dedi. Evet dedim. Hiç benzemiyorsun dedi :) Neden İstanbul'lu nasıl olur dedim. Başladı :) İstanbul'lular çıt kırıldım olur mıy mıy konuşur sen buralı gibisin. Konuşman andırıyor dedi. ( Bu arada sanırım benimde kullandığım kelimeler de biraz değişim oldu bazen bende fark ediyorum duyduklarımı kullanıyorum sanırım) :) Sonra temizlik başladı. Aralar da sorular soruyor bende yanıtlıyorum tabi. Mutfağımın bir bölümü salça konserve recel ve kurutulmuş bazı sebzeler le süslenmiş durumda ben süs diyorum ama aslında tüketiyoruz da tabi ama görüntüleri renkleri hoşuma gidiyor. Neyse bunları sen mi yaptın dedi. Evet dedim. Vay vay dedi benim gittiğim evlerde hiç böyle şeyler yok. Sen bunları nereden öğrendin yapmayı İstanbul'lular bilirmi ki bunları bunlar bizim köy evlerinde olur dedi. :) Bende biliyorum neden bilmeyeyim bunlar sağlıklı şeyler onun için hazırlarını almıyorum. Yoğurdumu ekmeğimi de kendim yapıyorum ( hatta keşke tarlam olsada organik tarım yapabilsem toprakla uğraşabilsem tarla işlerine koştursam diyemedim)  deyince daha da bir durum oldu yüzünün resmini çekip koymak isterdim doğrusu :)

Sıra öğlen yemek yemeğe gelince yine bir şaşkınlık :) Dolma yapmıştım. Yedikten sonra aaa bu dolmada aynı bizim burakiler gibi olmuş. Sen gerçekten İstanbul'lu olduğuna eminmisin demez mi?  Ben bile kendimden şüphe ettim. :) Acaba önceki hayatımda burada doğmuş olabilirmiyim? :)

Tabi ben bu şaşkınlık durumlarına alıştım aslında burada eşimin aileside bana aynı şaşkınlıkla yaklaşabiliyorlar. :) Aaaa onuda mı yapıyorsun kuru patlıcanı da biliyormusun. :) Geçen gün kermes te yine başıma geldi. Aaaa sen sarmısaklı köfteyi ( bir kaç adı var buralar da Fellah köftesi olarak biliyordum ben eşim başka bir isim daha söyledi sanırım arapça dan geliyor onu aklımda tutamamdım ) yedin mi hiç daha önce biliyormuydun diye.

Şimdi kısaca ben buralar da  kafalarda oluşan İstanbul'lu okumuş çalışmış kadın imajını değiştirmeye çalışıyorum kısaca :) Sonuçta insanız temasını  işleyerek :) Bakalım namımızı kurtarabilicem mi? :)


Bu aralar internetten alışveriş yapmaya iyice alıştım. Eskiden bu kadar rahat yapamazdım illa görmem ellemem koklamam lazım dı. :) Fakat Mersin'e geldiğimden beri bazı şeyleri bulmakta zorlanıyor olmam (tabi bu benim çevreyi ve dükkanları pek bilmediğim den kaynaklanıyor olabilir ) nedeniyle evin halılarını tesadüfen internette gezinirken bulduğum bir siteden sipariş etmeye  kadar gitti. Nasıl cesaret ettim bilmiyorum fakat yaptım siparişi ve sonuç mükemmel.

Sitenin adresi : www.asyahali.com

Teslimat hızlı kargo bedeli yok. Beğendediğin bir ürün gelir ise koşulsuz değişim hakkın var. Hoş bana gelen ürünlerin hepsini sevdim resimdekiler ile aynı idi. Diğer bir güzelliği ise dükkanlardaki fiyatlardan ucuz. İhtiyacı olan halı almayı düşünenlere mutlaka bir girip bakın derim.

Karaca dan aldığım çelik tencerelerimin çelik kısımlı kenarlarında çatlaklat oluştu kayıt gibi kesik çelik tencerenin böyle olduğunu ilk defa görerek ancak 2 ay kullandığım tencereleri götürdüm geri mağaza da sorgusuz sualsiz pat diye değiştirdiler. Meğerse Karaca Buse modelinin benim aldığım serisi fabrika hatalıymış. Yine aynı tencerenin başka bir üretim serisi ile değiştirdiler. Aradan bir ay geçmedi. Yeni verilenlerde çatladı. Geçen hafta götürdüm geri başka bir tencere ile değişim için klasik bunları merkeze göndericez gelen cevaba göre size bilgi veririz. Bakalım ne cevap gelecek. Bu arada firmanın aslında duyarsızlığına da kızdım. Muhtemelen tenceresi o hale gelen fakat geri getirmeye üşenen veya aman şimdi almazlar uğraşmayayım diyen bir çok insan vardır. İrtibat numalarımız var aldığımız ürünler kayıtlı madem sorun var bu üründe neden haber verip toplantmıyorsun. Müşteri hizmetleri ve Tüketici haklarında daha çok gidilecek yolumuz var anlaşılan...



Sevgi ve Mutlulukla Kalın

Alev




11 Aralık 2012 Salı

Kitaplar ve Kermes


Merhaba

Zamanın hızlı akması biz insanlar için iyimi bilemiyorum. Fakat günler saatler sanki bir çırpıda geçip gidiyor. Eskiden de bu kadar hızlı akarmıydı hiç bir fikrim yok. Bir yılı daha sonlandırıp yeni bir yıla başlama zamanı geliyor yavaş yavaş ve geçen yılın muhasebesini yapmakta gerekiyor bu aralar.

Mersin de de kış biraz biraz  yüzünü göstermeye başladı. Fakat burası gerçekten çok değişik bir havaya sahip bir gün önce yağmur fırtına bir gün sonra günlük güneşlik olabiliyor. Sıkıcı bir kış olmayacağı kesin. İstanbul dayken bazen içim kararırdı. Süreli karanlık hava sürekli yağış. Dr lar da diyorya kış ayları depresyon ayları karanlık nedeni ile burada depresyon falan yok :) bir gün kapalı ise diğer bir gün açıyor hava :)

Geçen hafta oldukça hareketli bir hafta oldu. Artık iyice alıştım bu şehire rahat rahat evden çıkıp gidebiliyorum sokaklara :)

Bu hafta elimdeki kitabı bitirdim. Eski bir kitap aslında okuduğum fakat çalışmaktan vakit bulamamış ve bir gün okurum elbet diye aldığım bir kitap EMPATİ. Kitap çok ilgimi çekti 600 sayfa olmasına rağmen sanırım 2 hafta içinde bitirdim. Hatta son 300 sayfayı iki günde okudum diye bilirim. Konusu farklı biraz benim de ilgi alanıma giren konular belkide ondan bir miktar kurgu var tabi içinde fakat gerçeklik yönüde bence bir o kadar kuvvetli. Sürükleyici bir kitap özellikle beyin duygular psikoloji gibi konulara ilgisi olanlar için daha da etkileyici olabilir. Aksiyonu da var macera da hatrı sayılır. Tavsiye edilir.



D&R a gittim bu hafta klasik gezimi gerçekleştirdim. Neler var neler yok diye. İki kitap aldım. Modern Çiftlere Bilgece Öğütler  ve Duyguların Dili. İndirim vardı ilk kitap 4 TL ikinçi kitap 10 TL

Modern Çiftlere Bilgece Öğütleri okumaya başladım. bir çırpıda okuyabileceğiniz şiir gibi görünen ama aslında şiir olmayan fakat benzetmeleri ile gerçekten etkileyen bir kitap.
Çiftlere unuttukları yada farkında olmadıkları şeyleri tekrar hatırlatan bir kitap. Kitap taki tüm tespitler doğru nereden biliyorsun derseniz okurken evet artık bende böyle yapıyorum bizde böyle yapıyoruz dediğim öğütler var içinde zaten bu kitaptaki gibi yaşayabilse insanlar ilişkilerini doğru insanlarla etrafımızda bir sürü mutsuz insan mutsuz çift bir anda ortadan kaybolur. Bu kitabıda şiddetle tavsiye ederim. Kitapla ve ilişkilerle ilgilide nacizhane tespitlerimi başka bir yazıda detaylı olarak yazacağım.

 
 
 
Şuan yine okumakta olduğum ve en kısa zamanda bitireceğim bir kitabım daha var. Bora'nın Kitabı Ayşe Kulin.  Bu kitapta gayet akıcı bir şekilde ilerliyor zaten Ayşe Kulin'in ilerlemeyen kitabını görmedim :) Önce ilk kitabı sonra ikinci kitabı yine tavsiye edilir.
 
 
Kitaplar dışında neler yapıyoruz. Ailece Tenis dersi almaya başladık. Kızım kendi yaş grubundaki arkadaşları ile ders alırken bizde eşimle beraber ders alıyoruz. Hayat bir şeyleri beraber paylaşabilince güzel diyerek başladık. Çok keyifli hem kaliteli zaman geçiriyoruz hemde yediğimiz yemekleri hızlıca yakıyoruz. Bir taşla iki kuş.:) Tabi Mersin'de böyle aktiviteler yapmak İstanbul dakinde çok daha ucuz :) Kızım için 1 aylık kursa 100 TL veriyoruz. Bizim ise özel ders saat ücretimiz sadece 25 TL kişi başı. İstanbul da bunu yapmaya kalksaydık ciddi bir para ödeyeceğimizi biliyorum daha önce araştırmıştım. :)
 
 
Geçenlerde bir cheasecake yaptım. Fakat foto çekmeye fırsat kalmadan silinip süpürüldü. Tekrar yaptığımda resimleri ile beraber tarifimide paylaşacağım. Mascarpone peyniri cheasecake süper gidiyor sadece bu kadarını söyleyeyim.
 
Dün okulumuzun kermesi vardı. Sınıf anneleri satış yaparken bir anda satış işine çocuklar da daldı. Bu çocuklardan biride Buse idi ki ben böyle birşeyi kesinlikle yapmayacağını düşünürdüm. Fakat gördüklerim karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.
 
Elindeki mısır torbasını satmaya çalışıyordu denediği taktikler yetişkin bir çok satıcıya taş çıkarırırdı. Önce bağırarak satma yöntemini kullandı. Sattı. Sonra başka birşey satmaya çalışan bir öğrenciye satış yapmaya çalıştı ki bu derslerde gösterilebilecek bir satış tekniğiydi. İki çocuk karşı karşıya birinin elinde mısır diğerinin elinde kurabiye normal satış fiyatları 1 TL Buse karşısındakine mısır alırsa kurabiyesini alabileceğini söyledi. Kızda tamam dedi. Kurabiyeyi 1 TL ye alan Buse elindeki mısırın fiyatını anında 2 TL ye çıkarıp kıza saatı. Yanına koşup öpesim geldi. Ama kendimi tuttum tabi. Parayı kumbaraya attıktan sonra yeni mısır paketini 1. Sınıflar dan kurduğu bir satış ekibine sattırmaya çalıştı başarılı da oldu. Ben izlerken çok eğlendim ve aslında yanımda kameram olmadığından bunları görüntüleyemediğim içinde üzüldüm. Vereceğim satış eğitimlerinde örnek materyal olarak kullanabilirdim.
 
 
Haydi kalın sağlıcakla
 
Alev