23 Ocak 2014 Perşembe

Babaanne ve İnsan Halleri



Merhaba

Yeni yıla biraz tatsız girmiştik. Bu yeni yıl yazıma da yansıdı tabi biraz. O yazımda bahsetmemiştim ama sebebi bir kayıbımızdı. Sevgili eşimin amcasını kaybettik. O moral bozukluğu ile döndük İstanbul dan ve doğru Tarsus a Babannemizin yanına.

Babaanne 85 yaşlarında daha bile fazla olabilir kesin doğum tarihi belli değil. Fakat kendisinin Koç burcu olduğunu iddia ediyor :) Tarsus ta tek başına yaşıyor. Burada çok güzel bir hikaye var. Aslında tek başına yaşıyor gibi görünse de babaanne mahalle ile beraber yaşıyor. bulunduğu yerde çok eski olduğu için herkesi tanıyor. herkesin çoluğu çocuğu torununa kadar. değişik bir yaşam hikayesi var aslında bir gün tamamını dinleyip yazmak isterim. Bildiğim kadarı kısıtlı. Şuan ki hayatını gözlemleyebiliyorum. Babaannemiz yanılmıyorsam 10 -12 doğum yapmış tabi hepsi yaşamamış. şuan da zaten hepsi hayatta değil ne yazık ki. Herhalde uzun yaşamanın da dezavantajı bu eşinin çocuklarının kardeşlerinin  vefatına şahit olmak. Bunlar her insanın kolay kaldırabileceği bir şey değil. Babaannemiz çok tatlı bir yaşlı çok pozitif ve benim tanıdığım yaşlılara göre de  hiç şikayet etmeyen bir insan. Yaşlılıktan ayakları ağrıyor onu bile şikayet etmiyor. E olacak tabi artık ağrılar yaşlılık deyip geçiyor. Espirili de tabi espirilerin çoğunu arapça yapıyor anlamıyorum ancak tercüme ile. Kısaca Arapça Türkçe karışık konuşuyor. Politika ve siyasetten anlıyor. Pek bir tahsili yok okuma yazma ama bu yaşta bile ülkede neler oluyor takip ediyor. Sohbet etmesi çok keyifli bir insan birde çocukları çok seviyor. Dedim ya Babaanne mahalle ile yaşıyor diye. Ne zaman evine gitsek kapısı en az 5 kere çalar. Komşu gelir bahçesinden sebze meyve getirir. Komşu gelir çarşıya gidiyorum bir şey lazım mı der. sütçü gelir köyden teyzeye süt getirdim daha yeni aldım ineklerden der cidden de ne sıcak süttü o bende adama para vermeye çalışıyorum. Meğerse düzenli gelirmiş o teyzenin payı dedi para almadı. İşte insanlık orada bir tokat gibi çarptı. vay be dedim. hala var böyle insanlar hala bu ülkede insanlar birbirlerine karşılıksız yardım ediyor. Yaşlılarına sahip çıkıyor. Mutlu oldum. Birçok değer gibi bu değerleri de yitirdiğimizi sanarken. Tabi sanırım bu durum sadece böyle küçük yerler için geçerli  fakat olsun yinede çok hoş birşey. Bir günde gittik baktık biri evi süpürüyor. komşu imiş karşı apartmandan genç bir hanım. bir şeye ihtiyacı varmı diye sormaya gelmiş elinde süpürgeyi bulmuş evi süpürüyordu :) Yani kısaca bizler gibi kalabalıkta ama yalnız yaşamıyor. Tam tersi yalnız ama kalabalıkta yaşıyor.

Cenaze dua vs. sebebiyle bu aralar çok daha sık gittik tabi. Yavrusunu kaybetti sonuçta insanların yaşı kaç olursa olsun. Fakat ölümü bu kadar olağan karşılamasını daha önce yaşanan diğer kayıplar nedeniylemi yok sa kadere ve Allah'a olan inancı nedeniyle mi bilemedim. Bizim ona söyleyebileceğimiz herşeyi o bize söyledi. Allah sabrını verecek diyor. Olgun inançlı.. Aslında ilk defa cenazesi olan birinin yanında kendimi çaresiz hissetmedim. yanında durdum elini tuttum ama onu teselli etmek için çaba sarf etmemize gerek kalmadı. Kendisi bunu gayet iyi yapıyordu. Zaten ben bu konularda çok özürlüyüm. Normalde baş sağlığı bile dileyemem. Konuşamıyorum kendimi kötü hissediyorum. Yada benim konuşmam karşımdaki için boş gelecekmiş gibi düşündüğümden yapamıyorum bunun.

Duyan geldi duyan geldi ilk hafta hiç yalnız kalmadı zaten kalabalık içinde yaşayan babaannemiz. Bende bir sürü gözlem yaptım. İnsanlar nasıl davranıyor kim kime neler yapıyor. Birbirinin yüzüne bakmadan tokalaşanlar mı arararsın birbirine sarılıp öpüp sonra karşılıklı konuşmadan yere bakıp oturanlar mı? Bunlar o kişilerin aslında küs olduğunu gösteriyor.  O ortamda üzüntüsü olan bir kaç kişi vardı gördüm. Onun dışındakiler ise figüran yada vazife gibi oradalardı.

Gelenek olarak yaygın olan cenaze sonrası yemek ve tatlı işini ben anlayamazdım. Eşim de benim kafada. Hayır için yapılır diyorlar da neden o yemeklerden yada tatlıdan yakınlarda yiyor. Cenaze de tatlı yeme alışkanlığı nereden gelmiştir.
(Çok küçük bir ayrıntı burada cenazesi olan ailenin evinin önüne çadır kuruluyor ve taziye aynı zamanda da istenirse dua orada yapılıyor. kalabalık çevresi olanlar için iyi bir hizmet belediyenin hizmeti başka yerlerde varmı bilmiyorum.)

Dua bitti sadece akrabalar eve girdiler. Herkes bir kenara çekilip yemek yemeğe başladı. sohbet muhabbet garip geldi. Zaten hep garip gelirdi. Biz eşimle biraz daha durduk sonra ayrıldık. Çok üzgünüz. daha doğrusu ben eşim nedeniyle çok üzgünüm onun acısını paylaşıyorum. Babam gibi severdim dediği için içimde hissettim acısını. Ayrıca babaanne içinde üzüldüm. Eşim babaannenin bir sürü torunundan bir tanesi fakat en sevdiği torunu :) Haftada en az 2 kere telefonda konuşurlar.  İkisi de birbirine çok düşkün Allah ikisine de uzun sağlıklı ömürler versin.

Biraz kasvetli bir yazı olmuş gibi görünse de aslında bir çok duygu durumu ve insan halini anlatıyor.

Neşeli sağlıklı üzüntüden uzak sevgi dolu insanlarla çevrili bir hayatınız olsun dileklerimle

Sevgiler

Alev

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba

Blogumu okuduğunuzda yorum bırakırsanız sevinirim. Ziyaret ettiğinizi ancak yorumlarınızdan anlayabiliyorum.
Teşekkürler