19 Şubat 2013 Salı

Edirne


Merhaba

Sömestre tatilinin ikinci yarısında sevgili eşimin süprizi ile bayaki bir gezdik. Bizim gezilerimiz spontan gelişir genelde bu gezimizde aynı öyle oldu. Aslında otelde havuz spa hamam yapacakken otelin azizliğine uğrayarak iyi de birşey yaptık. Edirne yi gezdik. :)

Edirne daha önce görmediğim bir yer olmakla beraber ciğerini bir çok kez yemiştim. Ciğer de ciğer ama herkese tavsiye ederim. Direk yemekle girdim konuya ama geziler ne kadar ilgimi çekiyorsa yemekler de o kadar ilgilimi çekiyor.


Meriç Nehri

Selimiye Camii

Meriç nehri

 
Meşhur Ciğer
Çarşı içindeki Niyazi Ustayı şiddetle tavsiye ederim.
 
Edirne nin mimarisi çok hoş gezinirken başka bir ülkede gibi bile hissedebilirsiniz kendinizi. Bir çok tarihi yapıya sahip. Köprüleri camiler külliyeleri ile muhteşem bir tarihi havanın içine çekiyor sizi.

Meriç nehiri kenarında bir çok restaurant ve çay bahçesi mevcut bizim gezimiz esnasında karnımız tok olduğu için Meriç kenarında sadece çay ve kahve içmek ile yetindik. Restaurantlar başka sefere kaldı. Fakat Edirne de de herhalde sadece ciğer yenir gibime geliyor.Ayrıca Edirne nin peynirleri çok meşhur beyaz peynir gitmişken alabilirsiniz. birde peynir tatlıları vardı fakat ben onu pek beğenmedim. Herkesin damak tadı farklı tabi.
Biz Silivri de konaklama yaptık ve yol çokta uzun sürmedi ayrıca gidişte her yer yeşil olduğu için mazaralar çok hoştu. Birde bazı yerlerde öyle güzel evler yapmışlar ki bakmaya doyamadık. Türk mimarisi ile uzak yakın ilişkisi yok sanki :)


Böylelikle Türkiye de gezip görmediğimiz sayılı yer kalıyor.  Yeni yerler keşfetmek üzere......


Sevgiler

Alev

Çiçek Zamanı

Merhaba

Daha önce yayınladığım çiçeekler yazısından sonra çiçeklerimin şimdiki hallerini de paylaşmak istedim. Gelişmeleri gösterebilmek için.

http://alevlehayat.blogspot.com/2012/10/cicekler.html

Ekim ayında alıp diktiğim menekşelerim coştu da coştu. Bir sebebi benim onlara sevgi ile yaklaşıyor olmam diğer sebebi güzel güneş görüyor olmaları diğer bir sebepte ara ara verdiğim çiçek coşturanlar :)

 
 
 
Diğer çiçeklerimde orkidelerim onlarında mevsimi geldi. Bu sene aldıklarım çiçeklerini döktü ve duraklama dönemine girdi fakat önceki senelerden yetiştirdiklerim tomurcuklarını verdiler. Daha önceki yazımda nasıl çoğaltılabileceklerinden bahsetmiştim. Şimdide nasıl tomurcuk verdiklerini göstermek istedim.
 
 
Bu bitkilerinde yine yerlerini sevmeleri ve direk güneş almadan aydınlık bir ortamda olmaları gerekiyor. Ayrıca su çok önemli ne az nede çok su vermemelisiniz. Çok hassas bitkiler :) Bu nedenle birine sevgili eşimin ismini verdim öyle hitap ediyorum ona oda bana güzel güzel çiçekler açıyor. :)
 
 
Koyu renkte gördüğünüz ufak tomurcuklar yakında çiçek olacak. Üstelik çiçeği döküldüğünde bu yaprakları ana çiçekten ayırıp yeni bir orkide saksınıda yeni bir çiçek elde edeceğim.

Bu bu sene ana çiçekten ayırıp yeni saksıya aldığım bir orkidem. Oda çiçek açmak için tomurcuklanmış.

 
 
 
Bu tomurcukları görmek bana yaşam sevinci veriyor. Ayrıca üretkenliğin ne kadar güzel bir şey olduğunu gösteriyor.
 
 
Çiçekler evimizin aynı zamanda süsleri yakında balkonlarımıda çiçeklendirmeye başlayacağım. Buralara bahar gelmek üzere bu ay sonuna doğru balkonlarımı sardunyalarla doldurma niyetindeyim. Hazırlıklarımı tamamladığımda onlarıda sizlerle paylaşacağım. Tabiki nasıl bakıldıkları ve nasıl üretilebilecekleri ile birlikte.
 
Bu arada sizlere bir de site önerebilirim. Ben çok eski yıllarada sıkı takipçisi idim. Daha sonra nedendir bilimez ara verdim. Geçenlerde yeniden hatırlayıp girip üye oldum. Bitkilerle ilgili her konu da bildi alabildiğim güzel bir kaynak.
 
 
 
Evimizi güzelleştiren bir diğer şeyde duvarlarımıza astığımız tablolar. Ben geçen hafta içinde iki ayrı siteden tablo ve saat siparişi verdim.  Saatler çok dekoratif. Tabloların bazılarını siteden seçtim. Bir tanesini ise eşimle bir gezimiz sırasında çektiğimiz bir fotografın örneğini gönderdim ve baskı bir tablo yaptırdım. Muhtemeş oldu. Hemde başka birinin evinde karşılaşma ihtimalimiz yok :) Tamamen bize özel.
 
Sitelerin adları ;
 
http://www.tablo360.com  Burası galeri gibi siz var olan tablolardan seçiyorsunuz ve kanvas kumaşa yağlı boya püskürtme tekniği ile yapıyorlar.
 
 
http://www.izmirtablo.com/ Bu site dede hem saatler var hem tablolar ve dilerseniz istediğiniz resimi göndererek tablo yada saat yaptırabiliriyorsunuz. Hediye olarak bile kullanılabilir.
 
 
Yazıyı okuduktan sonra sorularınız olursa ben buralardayım. Seve seve cevaplandırabilirim.
 
 
Sevgiler
 
Alev
 
 

 
 


18 Şubat 2013 Pazartesi

Şekerpare ve Mısır Ekmeği

Merhaba

İstanbul a gitmeden önceki Cuma evdekilere ufak bir ziyafet vereyim dedim. Nasıl olsa ben gittikten sonra 2 hafta boyunca ev yemeğine hasret kalacaklardı. :)


Menümde Salçalı biftek, patates püresi, rus salatası, tatlı olarak şekerpare ve ekmek olarak Mısır ekmeği.

 
Mısır Ekmeği
2 su bardağı mısır unu (250 gr)
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 2 çorba kaşığı süt
- 1 çorba kaşığı dolu dolu yoğurt
- 1 silme tatlı kaşığı tuz
- 2 silme tatlı kaşığı toz şeker
- 1 çay kaşığı karbonat
- Kek kıvamı elde edilinceye kadar eklenecek su
Mısır ununu eledikten sonra içine su hariç tüm malzemeleri ekleyin. Yumuşak bir kek hamuru elde edinceye kadar su ekleyin. Önemli ipucu: Ekleyeceğiniz suyun bir özelliği var: Kaynattığınız suyun kaynarlığını biraz almak için içine az bir miktar içme suyu katmanız gerekiyor. Yani suyun ılık değil, sadece kaynarlığının biraz kırılması lazım. Yağlanmış tepsiye yaydığınız çiğ hamurun üzerinde, bıçak yardımıyla dilimleri belirleyin. Ekmek piştiğinde üzerinde bu izler kalacak ve porsiyonlara ayırmanızı kolaylaştıracak. Silikon kalıp kullanmak daha pratik olsa da, yağlayacağınız bir borcamı da kullanabilirsiniz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 30-40 dakika pişirin.
 
Benim elimdeki un çok ince idi. Daha kalın çekilmiş bir un ile çok daha güzel olacağına eminim.

 
 
1 paket margarin, oda sıcaklığında
1 su bardağı pudra şekeri
4 yemek kaşığı irmik
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
2 yumurta
4 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Şerbeti için:

3 su bardağı şeker
4 su bardağı su
yarım limonun suyu

Şekerparelerin hazırlanması:
1. 1 paket yumuşak margarin, 1 su bardağı pudra şekeri, 4 yemek kaşığı irmik, 2 yemek kaşığı hindistan cevizi, 2 yumurta, 4 su bardağı un, 1 paket vanilya ve 1 paket kabartma tozunu karıştırarak yumuşak bir hamur elde edin. (unu her zamanki gibi azar azar ekleyin.)
2. Hamurdan kurabiye yapar gibi küçük parçalar alıp hafif düzleyin.
3. Önceden ısıtılmış fırında pişirin.

Şerbetin hazırlanması:
1. 3 su bardağı şekeri ve 4 su bardağı suyu küçük bir tencerede kaynatın. Kaynadıktan 5 dakika sonra yarım limonun suyunu ekleyip kısa bir süre daha kaynatın.
2. Ateşten alıp ılıtın. 3. Şekerpareler piştiği zaman fırından çıkarıp 3 dakika bekletin.
3 dakika sonunda ılık olan şerbeti (püf noktası; şekerpareler sıcak, şerbet ılık olmalı) şekerparelerin üzerine gezdirin.
4. Tepsinin üzerine başka bir tepsi kapatıp servis yapacağınız zamana kadar bekletin.
Tadı nefis oldu. Haftasonunda tanesi kalmadı. Kızım hergün anne şekerpare yapsana yine diye peşimde geziniyor :)


Sevgiler

Alev

Yarı Yıl Tatili


Merhaba

Uzun zaman oldu ayrı kaldık. Yarı yıl tatili nedeni ile İstanbul'u yani memleketimi ziyarete gittik. Dolayısıyla da bilgisayarımdan uzakta kaldım :)

İstanbul seyatimiz iki etaplıydı. İlk bir hafta ben yalnız idim. İkinci hafta eşimde bize katıldı.

Gitmeden İstanbul İstanbul diye sayıklayan ben gittikten sonra Mersinnnnn diye sayıklamaya başladım. Boyuldum resmen. Heryer kalabalık hava kasvetli soğuk. Alışmışım ben burada mis gibi güneşli havalara 5 gün boyunca yağmur ve karanlık olunca depresyona giriyordum az daha :)

İstanbul un en iyi yanı sevdiklerimi görmek oldu. Annemle dolaştık baya  bi sonra eski iş arkadaşlarımla buluştum. Eski iş yerime gittim. Hiç özlemediğimi fark ettim sanki ofisin içinde boğucu sıkıcı bir enerji var girer girmez boğazima yapıştı. Bir an orada çalıştığım günler aklıma geldi nabzım yükseldi sonra kendime hatırlattım sadece ziyarete gittiğimi ve rahatladım. :) Bu aralar yalan değil bir meşgale arayışım var. Fakat kesinlikle o iş yeri olmadığını anladım. Home ofis bir çalışma şekli bana çok uygun. :)


Sonra diğer sosyal hayattaki arkadaşlarımı gördüm. Sohbetler kaynatmalar süperdi. Bazısı ile hiç yetmedi zaman kimisi ilede zaman nasıl geçti hiç anlamadım.

Velhasıl aslında mekanlar değil özlediklerimiz insanlar dostlar hepsi yanımızda olsa her an görebilsek ne güzel. Şehir değiştirmenin tek dezavantajı dostları aileyi özlemek.

Hava kötü olduğu için aslında yapmak istediklerimin çoğunu da yapamadım. Üzüldüğüm diğer bir konuda o güzelim şehrin gün geçtikçe daha da kalabalıklaşıp yaşanamaz hale gelmesi. Eskiden trafiğin saatleri vardı şimdi ise her saat trafik var.  Buradan imkanı olupta İstanbul'u bırakmak isteyenlere Allah Kurtarsın diyeceğim. :)


Bir sonraki ziyaretim herhalde yaza olur onda da muhtemelen şehrin içinde pek dolaşmam :)

Kısa ziyaretin karı bol bol alışveriş yapabildim. Mersin'de kıyafet ve bazı yapı marketler olmadığı için yada çeşitlilik az olduğu için bir çok alışveriş işimi İstanbul 'a bıraktım. Eşim gelene kadar kıyafet ayakkabı çanta alışverişleri eşim geldikten sonra da İKEA alışverilerini tamamladık. İKEA ilk açıldığında hiç  sevmiyordum bana karışık dağınık geliyordu. Ürünler uyduruk geliyordu fakat artık vazgeçilmezim oldu diyebiliriz. Keşke Mersin e de İKEA açılsa.

Buse'nin bebeklik arkadaşının doğum gününede gittik. Ada kız 6 yaşına geldi. Doğumu dün gibi aklımda mutlu sağlıklı uzun ömürleri olsun.




 
Güzel arkadaşlarım :)
 
 
İstabul maceramızın ikinci bölümü bir sonraki yazımda :)
 
Hoşçakalınn
 
 
Sevgiler
 
 
Alev