25 Ocak 2013 Cuma

Film Yorumları


Merhaba

Bugün karne günü okullar kapandı. 15 gün tatiliz. :) Herkes için güzel bir tatil olsun. Biz bu 15 günün bir kısmında İstanbul da olacağız. Arkadaşlarla mekanlar la aile ile hasret gidereceğiz.Artık dinlenecekmiyiz yorulacakmıyız bilemiyorum.

Önümüz deki hafta içinde 4 adet film izledik. Biraz onlardan bahsetmek istiyorum.

İlk bahsedeceğim film;

Kıyamet Günü ( The Impossible)

Naomi Watts ve Ewan Mcgregor başrolller de. 2004 yılında Tayland da gerçekleşen tsunamiyi konu almış gerçek bir ailenin öyküsü. Biraz dramatik bir film fakat görsel çekimler çok hoşuma gitti. Güzel farklı açılardan çekilmiş görüntüler var filmsizi içine alıyor ve sanki sizde o anı yaşıyorsunuz.

Takip İstanbul ( Taken 2)

Başrolde Liam Neeson aksiyon film i. Tabiki tutarsızlıklar var fakat genel anlamda hareketli bir aksiyon filmi.  Sabun köpüğü olarak değerlendirebiliriz. İstanbul da Eminönü Sultan hamam SultanAhmet'te çekmişler :) Arada Mısır çarşısı özlemimide giderdim. :) Tavsiye edilir.

Uçuş ( Flight)

Denzel Washington başrolde. Film de arızalı bir uçağı kahramanca bir maharet ile uçurarak taşıdığı 102 yolcunun 98 inin hayatını kurtaran ticari bir havayolu şirketi pilotunun hikayesi anlatılıyor. Devamaın yazmıyorum izlemenizi tavsiye ederim. Bakalım pilot kahraman mı yoksa mahkum mu olacak :)

Zincirsiz

Bu bir Tarantino filmi kesinlikle izlenmeli diyorum. Henüz vizyona girmedi Şubat ayında sinemalarda olacak fakat ben dvd olarak satınalabildim. Sizde bulabilirsiniz.
Oyuncular da güçlü; Jamie Foxx, Christoph Waltz, Leonardo Dicaprio; Kerry Washington; Samuel Jackson.

Siyahlarla beyazlar arasındaki çekişmeyi güzel bir dille anlatmış. Film in sloganı Onun özgürlüğünü aldılar. O herşeyi alıyor. :) Western tadında bir film.


Ayrıca bu hafta Gençturkcell kapsamında Pzt günkü sinema keyfinide kaçırmadık. Kardeşim sağolsun. Cem Yılmaz ın gösteri film ine gittik bu hafta benim için keyifli idi. Gülmek isteyenlere fakat bir uyarı eğer küfürden nefret ediyorsanız gitmeyin :) Fakat benim küfürle bir sorunum olmadığı için güzel güzel eğlendim. Aslında ben filmden daha çok insanların verdiği tepkilerle daha çok eğlendim. Bir adam sinema salonunda uluyordu resmen gülmek yerine :)

Bu aralar 2 yıl önceki kadar çok sinema izlemeye başladım tekrar dan mutluyum. Sonunda Mersin de istediğim gibi bir DVD ci bulmanın huzurunu ve keyfini yaşıyorum :)

Birkaç kitaptanda bahsetmek istiyorum. Geçen gün İdefix den sipariş ettim ve çok hızlı bir şekilde elime ulaştı.

Prof Dr. Sabiha Paktuna Keskin nin 3 adet kitabını aldım. Biri Davranışlara sözgeçirmek Sözsüz Disiplin. ( 8 yaşında bir kız çoçuğum var ve bazen onunla başa çıkabilmek için bazı şeyleri okumam gerekiyor yeni nesil çocuklar zor yetişiyor)


İkinci kitap Çocuk Davranışlarındaki Korkuyu tanımak ve Baş Etmek. Ben bu kitabı gece uykusuzlukları için aldım. Kızım geceleri kendi başına yatmak istemiyor ve gece sürekli uyanıp bizim yanımıza gelmek istiyor. Bir ara azalmıştı bu durum fakat 1 haftadır şiddetli olarak geri döndü kitabı hızlıca bir gözden geçirdim. Çözüm ile ilgili bir ip ucu yok fakat çocuğun yaptığı davranışların nedenini anlıyorsunuz. ben şuan davranışlarını daha iyi gözlemleyebiliyorum. Çocuk beyni bizimkinden farklı çalışıyor.


Üçüncü kitap da Kanıt Tanık Bilirkişi ( Amigdala Unutmaz 2) Bu kitabı kendi özel ilgimden aldım. Psikoloji ile uğraşmak ve okumak hoşuma gidiyor. İnsanları daha iyi anlayabildiğimi düşünüyorum.

Evett şimdilik bu kadar.

Muhtemelen tatilde yazmak için çok şey birikir bende sizlerle paylaşabilirim.

Sevgi ile kalın.

Alev

11 Ocak 2013 Cuma

Mutluluk mu? Mutsuzluk mu? Tercih Bizim mi?


Merhaba

Soğuk havalardan herhalde bu arabiraz durgun gibiyim. Belkide dinleniyorum kendimce. İş hayatında iken çevremde hep aynı sorunlardan muzdarip hep aynı şeylerden şikayet eden insanlar vardı. İşe ara vermemle beraber bu sorunları duymaktan uzaklaştım. Nedeni ise daha az insanla görüşüyor olamam olabilir. Şimdi düşündüğümde hep aynı şeyleri konuşuyormuşuz ve kısır bir döngünün içine girmişsiz anlıyorum. Kendimizi mutsuz etmek için uğraşıyormuşuz adeta yada zincir etkisi ile birbirimizi etkiliyormuşuz. Trafik çok kötü, yöneticim anlayışsız, yeteri kadar para kazanamıyorum yada bana hak ettiğim para verilmiyor diye bir sürü bahanemiz olmuş herkeste de bu olduğu için biribirimizi etkilemişiz.

Ben çok stresli ve yorucu bir iş yapıyordum. çoğu insan için duyduğunda deli misin o iş bırakılır mı? Şirketin çok iyi, iyi para kazanıyorsun çoğu insana göre böyle bir iş nasıl bırakılır dediler. Şaşıranlar çok oldu. Ben şimdi kendimi yıprattığım o işi bırakarak hayatımı geri kazandığımı hissediyorum. Eskiden çoğu şeyden şikayet ederdim. Offff  Pofff sesleri sürekli çıkardığım seslerdi. Çok sinirli idim en ufak bir terslikte sanki tüm hayatım bitmiş gibi gelirdi. Bunların hepsinden kurtuldum. Demek ki ben böyle bir insan değilmişim şartlar beni bu hale getirmiş dedim. Tabi sevgili eşimin hakkını diyemeyeceğim. Eğer o dur artık demeseydi ben hala o Offflar Püfflerle bu hayata devam eder kariyer için belkide en güzel yıllarımı harap etmiş olurdum. Sağolsun o bana destek oldu. Yapmak istediğim bir işi yapmak yada yapmaktan hoşlandığım bir şeylerle uğraşmak için. Tabi alışmış kudurmuştan beterdir diye bir atasözü var. 6 ay oldu kurumsal hayattan ayrılalı. Fakat ben yine ufak ufak kaşınmaya başladım. Çalışıp birşeyler üretmem lazım diyorum. Araştırıyorum fakat bu sefer kendimi yıpratmadan çalışmak sadece benim için bir üretim olacak şekilde bir iş yapma hedefim var.

Mutluluktan bahsederken nerelere geldim. Geçenlerde başımdan geçen bir şey anlatmak istedim aslında yada bir duyguda diyebiliriz.
Alışveriş merkezin de kızıma ve eşime ufak tefek süpriz birşeyler almak için dolaşıyordum. Elimde poşetler çantam da kitabım alışveriş arasında bir cafe de kahvemi yudumlarken bir yandan da kitabımı okumayı kısaca keyif yapmayı geçiriyordum aklımdan.  Ruh halim oldukça pozitif yüksek ölçüde neşeli yüzüm gülümser halde dolaştığım esnada bir dükkana girdim. Sabah saatleri olduğu için AVM boştu. Dükkanlarda da pek müşteri yoktu. Dükkana girmemle beraber bir görevli kız ağlayarak arka tarafa geçti.  Ben mağaza içinde bakınırken arkadan çok daha şiddetli ağlama ve bağırma sesleri geliyordu. Hayatımı tükettiniz beni mahvettiniz sözlerini duydum. Çığlıklar arasında ve bir an mutluluğumdan utandım. Neden bilmiyorum. Hemen aklıma kötü olduğum zamanlarım geldi.  Yardım edebileceğim hiç birşey yoktu. Kim bilir neler olmuştu. Sonra dedim ki şimdi sen kendine kurduğun yeni dünya da mutlusun. Fakat insanlık hala mutsuzluklar yaşamaya devam diyor. Herkes için birşeyler yapabilirmisin yada herkes senin gösterdiğin kararlılığı gösterip mutsuzluğundan sıyrılabilirmi? Bilemiyorum. Ben mutsuzluk ve imkansızlar içinde yandıktan sonra küllerinden yeni den doğabilen bir mucize olarak isimlendiriyorum kendimi. Bunu düşündükten sonra utanmam geçti. Ben mutluluk için bir savaş vermiş ve elde etmiştim. Şuan bazı arkadaşlarım seni örnek alıyoruz. Etrafımızda bu kadar kötü giden şey varken sen bize ışık oluyorsun kendimiz için istediklerimiz de umut oluyorsun diyor. Bazı arkadaşlarımda hayatında iyi giden şeyleri kimselerle paylaşma nazar değer diyor. Ben mutluluğun aynı mutsuzluk gibi paylaşıldıkça yayılacağına inanıyorum oysa ki, o nedenlede nazar değecek diye korkmuyorum.

Ben hayatta herşeye negatif bakan sürekli olumsuzu düşünen hep zorluklarla uğraşmak zorunda kalan kişi; artık hayata pozitif bakabiliyorsam, olumlu düşünebiliyorsam insanlara iyi enerji yayabiliyorsam bunu herkes yapabilir diye düşünüyorum. Önemli olan doğru seçimleri yapıp sancılı dönemleri atlatacak gücü bulup hayatı istediğiniz yönde değiştirebilmek.  Hayatta aynı ticaret gibi Risk yoksa Kazanç yok. Bazı şeyleri göze alamayıp hayata katlanıyorsanız hiç bir zaman mutluluğu aramayacaksınız anlamına geliyor.


Yani sonuç olarak aslında tercih bizim.

Uzun oldu bu yazım dolmuşum demek ki aktı gitti satırlar. Bu arada kardeşimin bizim evde kalmaya başlamasıyla bizde sinema günlerine başladık.

Bu hafta Anna Karenina filmini izledik. Tavsiye edilir. Roman çok daha derin film de bazı yerler çok daha kısa geçilmiş fakat ben filmi izlerken sinemadan çok kendimi bir tiyatro izliyormuş gibi hissettim. Filmin çekim tarzı hoşuma gitti.

Başroldeki kadın karakter de gerçekten çok güzeldi :)

Hoşçakalın mutlu kalın

Alev





4 Ocak 2013 Cuma

Film ve Kitap

Merhaba

1 Ocak tatil olması nedeni ile dışarıda gezip yorulduktan sonra evde şöyle bir sinema keyfi yapalım dedik. TV karşısındaki köşe koltuğumuza yerleştik ailece. İki film birden izledik. Arka arkaya saat  gece 1 e geliyor ki bitti seansımız. :)

Filmlerden bir Maymunlar Cehennemi Başlangıçtı. Eski bir film fakat ben seyretmemiştim. Değişik ilgi çekici geldi. İzlemeyenler var ise izleyebilirler tavsiye edilir.

İkinci filmmimizde Bourne'un Mirası film 2012 yapımı seri bir film imiş fakat ben daha önce ki filmleri izlememiştim. Filmin aksiyon sahneleri güzel aslında konuda fena değil fakat bazı yerler eksik kalmış. Film in yarısına kadar ne olduğunu anlamak için uğraşıyorsunuz. Sonu da anlamsız bitti. Yada filmin devamını çekmek için bu şekilde bıraktılar bilemiyorum. Çerezlik izlenebilir bir film. Fakat izlemezsenizde birşey kaçırmazsınız. :)

Yönetmen:
  • Oyuncular:
  • Tür
  • Ülke
    ABD 



  • Diğer bahsedeceğim film i sinemada daha yeni izledik. Eşimle beraber uzun zamandan sonra izlediğimiz ilk film oldu. Kardeşim sağ olsun Buse ile ilgilenmeyi kabul etti. Bizde hemen sinemaya daldık.  Pi'nin Hayatı. Buse'yi sinemaya götürdüğümde fragmanını izlemiştim. Fakat filmin fragmanla pek alakası yok. 3D bir film. Konusu değişik izlenebilir görseller gayet güzel.


    Yönetmen : Ang Lee
    Oyuncular : Suraj Sharma, Adil Hussain, Irrfan Khan, Gérard Depardieu
     
    Tür : Dram , Macera
    Ülke/Ülkeler : ABD


    Yeni yılla beraber yeni bir kitaba da başladım.

    Doğu'nun Limanları - Amin Maalouf

    Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut ile Fransa arasında yaşamı sürüklenen İsyan. Doğu'nun Limanları bu yüzyılın başını, bir insanın trajik öyküsünün içinden anlatıyor.

    Kitap sürükleyici insan hayatlarını anlatan kitapları severim zaten oldum olasi gidişatına bakılırsa çok çabuk bitirebileceğim bir kitap gibi duruyor. :) Tavsiye edilir.



    Sevgiler

    Alev






    Yönetmen : Ang Lee
    Oyuncular : Suraj Sharma, Adil Hussain, Irrfan Khan, Gérard Depardieu

    Tür : Dram , Macera


    Ülke/Ülkeler : ABD

    Yönetmen : Ang Lee
    Oyuncular : Suraj Sharma, Adil Hussain, Irrfan Khan, Gérard Depardieu

    Tür : Dram , Macera


    Ülke/Ülkeler : ABD

    3 Ocak 2013 Perşembe

    Soframız

    Merhaba

    Yeni yıla saatler kala bayaki bir mutfakta zaman geçirdim. Yeni yılı evimizde kutlayacağımız için bir menü çıkardım. Biraz da abarttım sanırım. :) Fakat herşeyi yetiştirebildim. Sadece resimlerim biraz kötü oldu misafir varken resim çekmek zor oluyor tabi... Artık çekebildiklerimi paylaşacağım.


    Başlangıç  
    Muhammara
    Humus
    Babaganuş
    Rus Salatası
    Haydari
    Yoğurtlu Havuç tarator
    Yoğurtlu Biber salatası
    Avakado Salatası
    Şakşuka
    Zeytinyağlı Sarma
    Yeşil Salata
    Ev Yapımı Çeşitli Ekmekler


    Ara Sıcak

    Paçanga Böreği

    Ana Yemek

    Kağıt Kebabı
    Şehriyeli Pirinç Pilavı

    Çoçuk Menu

    Ev Usulu Hamburger
    Patates Kızartması

    Bunların hepsini hazırladım. Fakat bende bittim diyebilirim. Fakat önemli olan misafirler tarafından lezzetli bulunmaları ve beğenilmeleriydi.



     
    Ana yemeğin resmini çekmeyi unuttum. Telaştan :)
     
    Mezeler bilinen tatlar. Bu nedenle burada farklı bir ekmek tarifi vereceğim.
     
    Zeytinli ve Kuru Domatesli Ekmek
     
    Malzemeler:Yarım bardak zeytin
    Yarım kase kuru domates
    4 su bardağı un
    1 tatlı kaşığı tuz
    1 su bardağı su
    4 yemek kaşığı zeytinyağı
    Kekik

    Maya:30 gr yaş maya
    1 tatlı kaşığı şeker
    1 yemek kaşığı un
    1 çay bardağı ılık su

    Üzeri için:2 yemek kaşığı zeytinyağı
    Taze kekik, biberiye

    Yapılışı:30 gram mayaya bir yemek kaşığı un, 1 tatlı kaşığı şeker ve 1 çay bardağı ılık su eklenir. Kabarması için bırakılır yaklaşık 10 dk.  Maya, 4 su bardağı un, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 su bardağı su, 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve kekikle bir kapta karıştırılır.Orta boyda doğranan zeytin ve domatesle birlikte elde yoğrulur. Hamur mayalanmaya bırakılır. 1 saat kadar. Mayalanan hamura şekli verilerek yağlı kağıt serilen fırın tepsisine alınır. Üzeri çatalla delinir 2 yemek kaşığı zeytinyağı gezdirilir. Biberiye yaprakları ve tercihen kaya tuzu serpilir, 200 derecede içi iyice pişene kadar fırınlanır. Üzeri yine biberiye ve taze kekik yapraklarıyla süslenir.
    Asıl tarifte biberiye var fakat benim evimde yoktu. Biberiyesiz de gerçekten güzel oldu. bir püf vereyim. İç malzemesini tarifteki kadar tutun. Domatesi arttırısanız hamur kendini bırakıyor. Birde fırından çıkardıktan sonra mutlaka hava alsın nemini atsın. Ben baton kek kalıbı içinde yaptım. Tavsiye ederim güzel oluyor. Kuru domates kekik ve zeytin koymadan aynı tarfi ile çekirdek içli ve hashaslısınıda yapabilirsiniz. Ben yaptım güzel oldu.
     
    Yılbaşı gecesi afiyetle yendi tanesi kalmadı ekmeğin :)
     
    Şimdiye kadar ki en güzel yeni yıl ağacımız oldu. :)
     
     
    
     
    Yeni yılın ertesi günü öğlene doğru kalktık ve kahvaltıdan sonra kendimizi yollara vurduk. Amacımın yeni yılın ilk günü kar görebilmek. Mersin de bu pek mümkün görünmüyor olabilir. Fakat biz Toroslara tırmanmaya başladık. Fındıkpınarı denilen bir yayla var. Orayıda geçtik ve dağların tepelerinde sonunda kar gördük. :) Mersin de hava 17 derece idi. Çıktığımız noktada 3 dereceye kadar düştü. 1300 metre yukarı çıktık. hava soğuk fakat mis gibiydi sert temiz ağaçlık alan bol oksijen fakat bu yayla diğer yaylalar gibi gelişmiş değildi. Çay içebileceğimiz  tek  bir yer yoktu. Sonra geri döndük doğal ısıtmalı sıcak evimize. :)
     
     
    Sevgiler
     
    Alev
     

    2 Ocak 2013 Çarşamba

    Kızımın Yenı Yıl Partisi

    Merhaba

    Yeni yıla giriş yaptığımız bu günlerde geçen yıla ait birikmiş yazılarımı yazmaya karar verdim :)

    Yeni yılı en güzel kutlayanlar belkide çocuklar dertleri, tasaları, kayagıları biz yetişkinlerden daha az aslında bu sebeplede bizden daha mutlular bizden daha objektifler, eğlenmenin tadını doyasıya çıkarıyorlar.

    Yılın son Cuma günü Buse'nin okulundaki partiye gittim. Hava ılık olduğu içi partimizi bahçede yaptık. Bu şehre özel bir durum tabi bu :) Havası ve bir çok nedenden dolayı bu şehri seviyorum. Tabi ki okula eli boş gitmek olmaz. Bende yaptım pastamı doğruu okula. Tahmin edebileceğiniz gibi pastanın parçası kalmadı.  :)



    Tarifini soran sesler duyar gibiyim :)
     
     
     
    Malzemeler
     
    Pandispanya
     
    3 adet yumurta
    3 kahve fincanı toz şeker
    3 kahve fincanı un
    1 çorba kaşığı kakao
    1 çay fincanı süt
    1 paket kabartma tozu
    Yarım çay kaşığı tuz
     
    Krema
     
    4 su bardağı süt
    12 çorba kaşığı şeker
    3 çorba kaşığı un
    3 çorba kaşığı kakao
    Yarım paket margarin (125 gr)
    1 su bardağı süt ( Islatmak için)
    Yarım çay bardağı hindistan cevizi yada pasta süsü
     
    Yapılışı
    
    
    
     
    Tozşeker ve yumurtayı bir kabın içinde boza kıvamına gelene kadar tel ile çırpıyoruz. İçine un kakao kabartma tozu ve sütü ekleyerek karıştırıyoruz ve 170 derece fırında pişiriyoruz. Kek kalıbınız 21 cm ise yukarıdaki malzemeler kafi fakat 27 cmlik kelepçeli kalıp kullanıyorsanız bu pandispanya çok ince olduğu için ölçüyü ikiye katlayarak yapın. Fırından çıkıp biraz soğuduktan sonra pandispanyayı ortadan kesiyoruz. Kekleri soğuk süt ile ıslatıyoruz.
     
    Krema malzemelerinin hepsini tencereye koyup karıştırarak pişiriyoruz. Muhallebi kıvamında olacak. Sos soğuduktan sonra pastamızı yapmaya başlayabiliriz. Kremayı hem ortasına hemde dışına güzelce sürdükten sonra istediğiniz bir pasta süsü ile süsleyebilirsiniz. Ben pastayı okula götüreceğim için üzerine renkli pasta süslerinden koydum. Daha sevimli oldu :)
     
    Afiyet Olsun.
     
     
     
    Pastanın kesim aşaması :)
     
     
    Kızım ve arkadaşları :)
     
     
     
    Bilinçli bir tüketici olarak firmalara karşı savaşım devam ediyor. Karaca 3 hafta süren bir maceradan sonra dükkanda yaptığım biliçli tüketici nidaları sebebi ile sanırım bana tencereler karşılığında hediye çeki verdi. Sussunda gitsin diye sanırım :)
     
    Ayrıca Bankalarada selam olsun Kredi kartı aidatlarını döşemişler.  Aradım güzelce daha nida atmaya gerek kalmadan hemen siliyoruz dediler :) Afferin dedim içimden :) ama insanfsizlık yani 85 TL aidat ücretimi olur yawwww.
     
     
    Sırada bir GSM operatörü var. Eşimin yeni yıl hediyesi olarak bana armağan ettiği Iphone 5 ime uygun nano sim kart almaya gittiğimde simkart bedelinin telefon bedeline yakın olduğunu gördüm. Tabiki simkartımı değiştirmedim. Fırsatçı insanlardan nefret ederim. Kurumlar dan da. Hemen müşteri şikayetimi oluşturacağım ve 12 TL lik simkart a 50 TL fiyat çeken zihniyeti cezalandıracağımm. :) Güççç bende artıkkkk :)
     
     
    Bu hareketlerden ne anlıyoruz bu ülkede dişlerini tırnaklarını bir yere geçirmez isen hiç bir şey elde edemiyorsun. :)
    
     
     
    Şimdilik bu kadar ben kaçar :)
     
    Sevgiler
     
    Alev